Son Dakika: 10 Aralık İnsan Hakları Günü: 1948 Beyannamesi ve - Özel Haber Haberi | Nirvana Haber
Piyasa verileri yükleniyor...

10 Aralık İnsan Hakları Günü: 1948 Beyannamesi ve Tarihçesi

Yayımlanma Tarihi: 09 Aralık 2025 22:59 | Son Güncelleme Tarihi : 10 Aralık 2025 05:17

Birleşmiş Milletler tarafından 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Türkiye'nin 1949 yılındaki onayıyla iç hukukun parçası oldu.

HABERİN DEVAMI

İnsanlık tarihinin en büyük yıkımlarından biri olan İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, devletlerin bireyler üzerindeki yetkisini sınırlayan ve insan onurunu uluslararası güvence altına alan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin (Universal Declaration of Human Rights) kabul edilişinin üzerinden 77 yıl geçti. 10 Aralık 1948 tarihinde Paris'te atılan imza, sadece bir hukuk metninin kabulü değil, küresel sistemin 'birey' odaklı yeniden inşası anlamına geliyordu.

Milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği, soykırımların ve atom bombasının gölgesinde geçen savaş yıllarının ardından kurulan Birleşmiş Milletler (BM), kuruluş felsefesini 'gelecek nesilleri savaşın belasından korumak' üzerine inşa etti. Bu vizyonun en somut çıktısı olan Evrensel Beyanname, hazırlanış süreci, içerdiği felsefi tartışmalar ve oylama sırasındaki diplomatik dengelerle tarihe geçti.

18 Kişilik Komisyon ve 'Evrensellik' Arayışı

BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi, 1946 yılında insan haklarına dair uluslararası bir çerçeve metin hazırlaması için İnsan Hakları Komisyonu'nu görevlendirdi. Komisyonun başkanlığına, insan hakları mücadelesiyle tanınan ve dönemin ABD Başkanı'nın eşi olan Eleanor Roosevelt getirildi.

Komisyon; Avustralya, Şili, Çin, Fransa, Lübnan, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri gibi farklı siyasi ve kültürel blokları temsil eden üyelerden oluşuyordu. Metnin yazım sürecinde, Batı'nın liberal bireyci geleneği ile Doğu'nun toplumcu/sosyalist yaklaşımı ve Asya'nın Konfüçyüsçü öğretileri arasında hassas bir denge kurulmaya çalışıldı.

Tarihi kayıtlara göre, metnin 'evrensel' nitelik taşıyabilmesi adına en büyük tartışmalar 'Tanrı' ve 'Doğa' kavramları üzerinde yaşandı. Farklı inanç gruplarını dışlamamak adına, metinde herhangi bir yaratıcıya veya spesifik bir dini öğretiye atıf yapılmaması kararlaştırıldı. Beyannamenin mimarlarından Fransız hukukçu René Cassin, 30 maddelik metni bir Yunan tapınağının sütunlarına benzeterek; temel hakları, sivil ve siyasi hakları, ekonomik ve sosyal hakları bir bütün olarak kurguladı.

Paris Oturumu ve Tarihi Oylama

İki yıl süren yoğun müzakerelerin ardından taslak metin, 10 Aralık 1948 gecesi Paris'teki Palais de Chaillot'da (Şayyo Sarayı) toplanan BM Genel Kurulu'na sunuldu. Oylama, dönemin kutuplaşmaya başlayan siyasi atmosferini de gözler önüne serdi.

Genel Kurul'daki oylamada 58 üye ülkeden 48'i 'kabul' oyu kullandı. Dikkat çekici olan nokta, hiçbir ülkenin 'ret' oyu kullanmamasıydı. Ancak 8 ülke çekimser kaldı, 2 ülke ise oylamaya katılmadı.

Çekimser kalan ülkeler ve gerekçeleri, dönemin konjonktürüne ışık tutar nitelikteydi:

  • Sovyet Bloku (SSCB, Ukrayna, Belarus, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya): Beyannamenin ekonomik ve sosyal hakları (çalışma, eğitim, sağlık vb.) yeterince garanti altına almadığını, buna karşın bireysel özgürlükleri (mülkiyet vb.) aşırı vurguladığını savundu.
  • Güney Afrika: Ülkede uygulanan ırk ayrımına dayalı 'Apartheid' rejiminin, beyannamenin 'herkes eşittir' ilkesiyle çelişmesi nedeniyle çekimser kaldı.
  • Suudi Arabistan: Beyannamenin 18. maddesinde yer alan 'din değiştirme özgürlüğü' ve 16. maddesindeki 'evlilikte eşit haklar' ibarelerinin İslam hukukuna ve kültürel yapılarına uymadığı gerekçesiyle çekimser oy kullandı.

'Magna Carta'dan Bu Yana En Önemli Belge'

Eleanor Roosevelt'in 'Tüm insanlık için bir Magna Carta' olarak nitelendirdiği beyanname, bağlayıcı bir uluslararası sözleşme olarak değil, ulaşılması gereken bir 'ortak ideal' olarak kabul edildi. Ancak aradan geçen süreçte metin, uluslararası örf ve adet hukukunun (Customary International Law) parçası haline geldi. Bugün birçok anayasa ve uluslararası mahkeme kararı, meşruiyetini doğrudan 1948 tarihli bu belgeden almaktadır.

Türkiye'nin Beyannameye Yaklaşımı ve Resmi Gazete Süreci

Birleşmiş Milletler'in kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye, Paris'teki oylamada Batı Bloku ile hareket ederek 'kabul' oyu verdi. Beyannamenin Türk iç hukukuna dahil edilmesi süreci ise oylamadan kısa bir süre sonra tamamlandı.

Türkiye'de Bakanlar Kurulu, 6 Nisan 1949 tarih ve 9119 sayılı kararı ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni onayladı. Karar, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Şemsettin Günaltay ve bakanların imzasıyla 27 Mayıs 1949 tarihli ve 7217 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, beyannamenin sadece hukuki bir metin olarak kalmaması, toplumsal bilince de yerleşmesi hedeflendi. Kararnamede, 'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Resmi Gazete ile yayınlanması, yayından sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması, radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması' ifadelerine yer verildi.

10 Aralık'ın İlanı

Beyannamenin kabul edildiği tarih olan 10 Aralık'ın 'Dünya İnsan Hakları Günü' olarak kutlanması kararı ise 1950 yılında alındı. BM Genel Kurulu'nun 423 (V) sayılı kararıyla resmileşen bu gün, 75 yılı aşkın süredir insan hakları ihlallerinin raporlandığı, kazanımların hatırlandığı ve yeni hedeflerin belirlendiği evrensel bir anma günü olarak takvimlerdeki yerini koruyor.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız

Henüz hiç yorum yapılmamış

İlk yorumu siz yapın ve tartışmayı başlatın!

DAHA FAZLA HABER
Reklam

Hava Durumu

Weather
Istanbul
Kapalı
10 °C

Süper Lig Puan Durumu

1
Galatasaray
15 maç · 11G 3B 1M
36
2
Trabzonspor
15 maç · 10G 4B 1M
34
3
Fenerbahçe
15 maç · 9G 6B 0M
33
4
Göztepe
15 maç · 7G 5B 3M
26
5
Beşiktaş
15 maç · 7G 4B 4M
25

Bizi Takip Edin

NirvanaHaber, size daha iyi bir deneyim sunmak için çerezleri kullanır. Çerez Politikamızı okuyarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.