Dyatlov Geçidi Vakası Nedir? 9 Dağcının Gizemli Ölümü Çözüldü mü?

Tarih 2 Şubat 1959. Sovyetler Birliği'nin Ural Dağları'ndaki karlı yamaçlarda, tecrübeli dağcı Igor Dyatlov liderliğindeki 9 kişilik üniversite öğrencisi grubu, geceyi geçirmek için kamp kurdu. O gece, insanlık tarihinin en büyük gizemlerinden biri yaşandı. Grup üyeleri, eksi 30 derece soğukta, çadırlarını içeriden yırtarak ayakkabılarını bile giymeden dışarı fırladılar ve bir daha geri dönmediler.

Aylar sonra bulunan cesetler, olayı bir 'kaybolma' vakasından çıkarıp korku filmi senaryosuna dönüştürdü. Bazılarının dilleri kopmuş, bazılarının gözleri yok olmuştu; ancak kar üzerinde hiçbir boğuşma izi veya yabancı ayak izi yoktu. Sovyet müfettişler dosyayı 'Bilinmeyen zorlayıcı bir güç' notuyla kapattı. Peki, o gece gerçekten ne oldu?

Olay Yeri İncelemesi: Mantığın Bittiği Nokta

Arama kurtarma ekipleri kamp alanına ulaştığında gördükleri manzara akıl almazdı. Çadır sağlamdı ancak içeriden bıçakla kesilerek açılmıştı. Dağcıların eşyaları, giysileri ve ayakkabıları içeride duruyordu.

Cesetler, kamptan yaklaşık 1.5 kilometre uzaktaki orman sınırında bulundu.

Yarı Çıplak Kaçış: İlk bulunan iki ceset, sadece iç çamaşırlarıyla bir sedir ağacının altındaydı. Ateş yakmaya çalıştıkları belliydi.

Açıklanamayan Travmalar: Diğer gruptaki cesetlerde, trafik kazasına eşdeğer şiddette göğüs ve kafatası kırıkları vardı. Ancak dış deride morluk veya darbe izi yoktu; sanki basınçla içeriden ezilmişlerdi.

Eksik Organlar: En korkunç detay ise Lyudmila Dubinina'nın dilinin, gözlerinin ve dudaklarının eksik olmasıydı.

Olayın üzerindeki sır perdesi, sayısız komplo teorisini doğurdu.

Askeri Deney ve Radyasyon

Bazı dağcıların kıyafetlerinde yüksek dozda radyasyon tespit edildi. Bölgedeki diğer tanıklar, o gece gökyüzünde 'turuncu küreler' gördüklerini rapor etti. Bu durum, grubun gizli bir Sovyet silah denemesine veya roket kazasına şahit olduğu ve susturulduğu iddialarını güçlendirdi.

İfrit Rüzgarı ve Ses Dalgaları

Bir diğer teori, Karman Girdap Yolu adı verilen nadir bir rüzgar fenomenidir. Rüzgarın dağ yamaçlarında oluşturduğu infrasound (duyulmayan düşük frekanslı ses) dalgalarının, insanlarda kontrolsüz panik atak, mide bulantısı ve dehşet hissine yol açtığı, grubun bu yüzden çıldırarak kaçtığı öne sürüldü.

Yerli Mansi Halkı ve Lanetli Dağ

Bölgenin yerlisi olan Mansi halkının, kutsal topraklarına girenleri cezalandırdığı iddia edildi. Ancak olay yerinde yabancı ayak izi olmaması ve Mansilerin barışçıl yapısı bu teoriyi zayıflattı.

2020 Simülasyonu: 'Levha Çığı' Gerçeği mi?

Yıllar süren spekülasyonların ardından, 2020 yılında İsviçreli bilim insanları Johan Gaume ve Alexander Puzrin, Frozen (Karlar Ülkesi) filminin kar animasyon teknolojisini kullanarak bir simülasyon hazırladı.

Araştırmaya göre, o gece çok nadir görülen bir 'Levha Çığı' (Slab Avalanche) yaşanmıştı.

1. Dağcılar çadırı kurmak için karı kazıp yamacı dikleştirmişti.
2. Gece çıkan fırtına, bu kar bloğunu serbest bıraktı.
3. Üzerlerine düşen sert kar bloğu, dağcıların kaburgalarını kırdı ama onları gömmedi.
4. Yaralı arkadaşlarını kurtarmak için çadırı kesip çıktılar, ancak hipotermi (donma) nedeniyle karanlıkta kayboldular.

Eksik diller ve gözler ise, cesetlerin bulunduğu deredeki vahşi hayvanların veya çürüme sürecinin doğal bir sonucuydu. Bilim dünyası bu açıklamayı en makul senaryo olarak kabul etse de, 'radyasyon' ve 'turuncu küreler' hala cevaplanmamış sorular olarak dosyanın kenarında duruyor.