Megadeth'in İstanbul Konserinde Çalacağı Muhtemel Şarkılar

Megadeth'in Veda Turnesi

Dünyaca ünlü thrash metal grubu Megadeth, 2026 yılında yeniden Türkiye'de sahne almaya hazırlanıyor. Heavy metal dünyasının en köklü ve etkili topluluklarından biri olan grup, uzun kariyerinin son dönemine yaklaşırken hayranlarına unutulmaz bir konser deneyimi yaşatmak için şehre geri dönüyor.

1983'te Dave Mustaine önderliğinde kurulan ve metal tarihine damga vuran Megadeth, dünya çapında milyonlarca hayranı bulunan, Grammy ödüllü, dev bir thrash metal ikonu. Yıllar boyunca yüzlerce turnede sahne alan grup, buradaki hayran kitlesi için de özel bir yere sahip.

Megadeth'in sahne repertuarı, yıllardır metal müzik tutkunlarının hafızasına kazınmış kült eserlerle şekilleniyor. Grup, özellikle konserlerde neredeyse hiç eksik etmediği Symphony of Destruction, Hangar 18, Tornado of Souls, Peace Sells ve Wake Up Dead gibi parçalarıyla Türkiye'deki hayranlarının karşısına çıkacak. Bu şarkılar sahnede hem enerjisi hem de teknik performansıyla Megadeth konserlerinin vazgeçilmezleri olarak biliniyor.

Megadeth, daha önce 2025 yılında Maçka Küçükçiftlik Park'ta verdiği konserde geniş bir setlist sunmuş ve hem eski dönem hitlerine hem de son albümlerinden parçalara yer vermişti.

'Wake Up Dead', 'Hangar 18', 'Sweating Bullets', 'Dystopia', 'Symphony of Destruction', 'Peace Sells' ve finalde 'Holy Wars… The Punishment Due' gibi şarkılarla seyirciyi adeta baştan sona bir Megadeth tarih turuna çıkarmıştı. Bu performansın ardından grubun 2026'daki konserinin de aynı şekilde nostaljik ve dinamik bir karışım içermesi bekleniyor.

Şarkıların kısa tarihçelerini ele alırsak:

Symphony of Destruction (1992)

Albüm: Countdown to Extinction
Politik temalı sözler, basit ama ikonik riff
Megadeth'in en bilinen şarkılarından biri olan Symphony of Destruction, 1992'de yayımlandığından bu yana grubun en çok çalınan parçaları arasında yer alıyor. Politik manipülasyon ve güç kavramlarını ele alan parça, dünya çapında büyük radyo başarısı yakaladı ve Megadeth'i ana akımda daha görünür hale getirdi.

Hangar 18 (1990)

Albüm: Rust in Peace
Çoklu solo yapısı, komplolar ve UFO teması
Hangar 18, grubun teknik anlamda en zengin şarkılarından biri. Dave Mustaine'in UFO komplo teorilerinden esinlenerek yazdığı parça, hız, agresif riff yapısı ve ardı ardına gelen solo bölümleriyle thrash metalin zirve örneklerinden biri sayılıyor. Bugün hâlâ her Megadeth konserinin vazgeçilmezlerinden.

Tornado of Souls (1990)

Albüm: Rust in Peace
Marty Friedman'ın efsane soloları
Tornado of Souls, özellikle gitarist Marty Friedman'ın metal tarihine geçen solo performansıyla tanınıyor. Hem melodik hem teknik açıdan grubun en güçlü parçalarından biri olan şarkı, Mustaine'in kişisel çalkantılarını yansıtan karanlık sözlere sahip. Konserlerde her zaman büyük bir patlama etkisi yaratıyor.

Peace Sells (1986)

Albüm: Peace Sells… But Who's Buying?

İmza niteliğinde bas girişi
Megadeth'in erken dönem kimliğini şekillendiren Peace Sells, metal tarihinde efsaneleşmiş bir bas introsuna sahip. Şarkı, sistem karşıtı söylemi ve politik eleştirileriyle çıkış döneminden bugünlere kadar popülerliğini korudu. Aynı zamanda grubun MTV'de geniş kitlelere açılmasını sağlayan ilk parçalardan biri.

Wake Up Dead (1986)

Albüm: Peace Sells… But Who's Buying?
Kesintisiz riff akışı ve tempo değişimleri
Dave Mustaine'in kişisel ilişkilerinden esinlenerek yazdığı Wake Up Dead, Megadeth'in sert, hızlı ve karmaşık thrash sound'unun güçlü bir temsilcisi. Şarkıda klasik nakarat yapısı olmaması ve tamamen riff geçişlerinden oluşması, parçayı canlı performanslarda çok enerjik kılıyor.

Grubun Türkiye'ye yeniden dönmesi, özellikle de 'veda turnesi' kapsamında sahne alacak olması nedeniyle ayrı bir değerde. Ki zaten yıllar boyunca metal müzik dünyasını şekillendirerek bu turneyle hem eski hayranlarına bir kez daha teşekkür etmeyi hem de yeni kuşak dinleyicilerle son kez buluşmayı amaçlıyor. 2026 konseri, hem grubun efsaneleşmiş dönemlerini canlı izlemek isteyenler için unutulmaz bir fırsat sunacak hem de Megadeth'in son dönem kariyerini belgeleyen özel bir an olarak müzik tarihine geçecek olması inanılmaz bir gerçek.