Perakendenin Geleceği Sorgulanıyor: Zirvede Önemli Açıklamalar

Perakendenin Geleceği Sorgulanıyor

Perakende Zirvesi 2025, İstanbul'da Haliç Kongre ve Fuar Merkezi'nde büyük bir katılımla devam ediyor. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen etkinliğin ikinci gününde, sektörün geleceğini şekillendirecek önemli konular ele alındı. "Perakendede Ortak Güç, Ortak Gelecek" panelinin dikkat çektiği konular arasında güven, teknoloji ve tedarik zinciri yönetimi bulunuyor.

Güven Üzerine Kurulu Bir Gelecek

Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, perakendenin temelinde güvenin yattığını belirtti. Tüketiciler ile oluşan güvenin, ürünlerin sağlıklı bir şekilde raflara ulaşmasını sağlamakla başladığını vurguladı. Bununla birlikte, sektördeki düşük kar marjları ve enflasyonla mücadeleye değindi. Özpamukçu, "Gıda enflasyonunu tek başımıza yenemeyiz" diyerek sektörün içinde bulunduğu zorlayıcı koşullara dikkat çekti.

Teknoloji Odaklı Yaklaşımlar

Özpamukçu, teknolojinin, özellikle yapay zeka uygulamalarının, tedarik zincirine entegre edilmesi gerektiğini belirtti. Bu entegrasyon süreci, verimliliği artırarak sektörün dünya ile rekabet edebilmesini sağlamayı hedefliyor. İnternet ticaretinin durdurulamaz bir süreç olduğunu vurgulayan Özpamukçu, "Yapay zekayı sistemlerimize entegre ettiğimizde sürdürülebilirliği sağlayabiliriz" dedi.

Yerel Üreticiye Destek Zorunluluğu

TPF Başkanı Ömer Düzgün de tedarik zincirinin genel ve yerel boyutlarını ele aldı. Küçük marketlerin, zincir marketlere oranla daha büyük lojistik maliyetlerle karşı karşıya kaldığını belirtti. Düzgün, "Yerelde üreticiyle işbirliği yapmak maliyetleri düşürür" ifadesiyle kooperatifleşme ve ortak lojistik yapılarının önemini vurguladı.

Tehditler ve Fırsatlar

Düzgün, enerji fiyatları ve döviz kurlarının tedarik zincirine olan etkilerini ele aldı. Gelecekte e-ticaretin e-toptana dönüşme riskine karşı yerli ve milli markalara yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Bu yatırımlar, tedarik zincirini kısaltarak maliyetleri düşürebilir ve sürdürülebilirliği güçlendirebilir. Ayrıca, coğrafi işaretli ürünlere olan eğilimin artması, yerel ekonomilerin desteklenmesine katkı sağlayabilir.