Japonya, ziyaretçilerini oldukça seçici karşılayan bir ülke. Ancak bazı gruplar için bu seçicilik biraz daha katı: Ordu doğumlu Türk vatandaşları, havaalanlarında ekstra sorgulamalara tabi tutuluyor, vize başvuruları titizlikle inceleniyor ve geçmişte kaçak işçilikle bağlantısı olanlar çoğu zaman geri çevriliyor. Bir Ordulu olarak, sebebini araştırdığımda karşılaştığım neden gerçekten şaşırtıcıydı… Ne kadar Japonya'ya gitme hevesim olmasa da, gitme ihtimalimin çok düşük olduğunu fark edince içimde Japonya'ya karşı bir merak ve ilgi uyandı.

Bir Adamın Hikâyesi: Hayri Bey ve Göç Dalgası
Her şey 1989 yılında Hayri Bey'in Japonya'ya çalışmak üzere gitmesiyle başladı. Kendi hayatını kurduktan kısa bir süre sonra akrabalarını ve tanıdıklarını da yanına aldı.
Onlar da kayıt dışı işlerde çalışmaya başlayınca, kısa süre içinde Nagoya gibi şehirlerde yaşayan Türklerin büyük kısmı Ordululardan oluştu. Bu hızlı göç dalgası, Japon hükümetini önlem almaya zorladı ve o günden beri sınır kontrolleri sıkı bir şekilde uygulanıyor.
Efsane mi, Gerçek mi?
Bugün hâlâ Ordulular için Japonya sınırları kolay aşılacak bir yer değil. 'Orduluysan Japonya'ya girişin zor' söylentisi kulağa efsane gibi gelse de, aslında modern göç politikalarının ve kaçak işçilikle mücadelenin bir sonucu. Göç, kültür ve politika bir araya gelince ortaya hem şaşırtıcı hem de düşündürücü bir tablo çıkıyor.
