Türkiye'ye ait bir C-130 tipi askeri kargo uçağı Gücistan'da düştü. Kaza sonrası bölgede yapılan çalışmalarda şehit olan 20 askerimizin naaşına ulaşıldı.
Enkazın olduğu bölgede ekiplerin çalışması devam ederken, uçağın kara kutusuna ulaşıldı.
Peki, uçak kazalarında hayati öneme sahip bu cihaz nedir ve bize hangi soruların yanıtını verebilir?
Havacılık güvenliğinde görünmez ama kritik bir rol oynayan bir cihaz var: kara kutu. Uçak kazalarından sonra araştırmacıların ilk duraklarından biri olan bu cihaz, uçuşla ilgili tüm kritik verileri kaydederek kazaların ardındaki sırları açığa çıkarıyor. Peki bulunan kara kutu bize hangi soruların cevaplarını verecek?
Tarihçesi ve Gelişimi
Kara kutuların tarihi 1940'lara kadar uzanır. İlk olarak Avustralyalı mühendis David Warren, 1947 yılında, uçak kazalarının ardındaki nedenleri çözmek için bir uçuş kayıt cihazı geliştirdi. Başlangıçta yalnızca kokpit konuşmalarını kaydeden bu cihaz, kısa süre sonra teknik uçuş verilerini de depolayacak şekilde geliştirildi.
1950'lerden itibaren sivil havacılıkta kara kutu kullanımı zorunlu hâle geldi ve cihazlar standart güvenlik ekipmanları arasında yer aldı.
Zamanla teknolojisi gelişerek, artık uçuş verilerini daha uzun süre kaydedebilen, uydu bağlantısı ile verilerini iletebilen ve kazaların çözümüne daha fazla katkı sağlayan modeller üretildi. Günümüzde kara kutular, sadece kazaların nedenini ortaya çıkarmakla kalmıyor, havacılık güvenliğini sürekli geliştiren bir araç hâline gelmiş durumda.

Kara Kutunun Yapısı ve Görevleri
Kara kutu iki cihazdan oluşur: FDR (Flight Data Recorder) ve CVR (Cockpit Voice Recorder). FDR, uçuş verilerini; CVR ise kokpit içi konuşmaları kaydeder. Yani bir yandan uçağın teknik verilerini, bir yandan pilotların kokpitteki karar süreçlerini kaydeden sessiz bir tanık. Kazadan sonra bu bilgiler, 'Ne oldu?' sorusuna yanıt bulmamızı sağlar.
Nerede Bulunur ve Nasıl Korunur?
Cihazlar uçağın kuyruk kısmına yerleştirilir; çünkü burası kazalarda en az hasar gören bölgedir. Özel malzemelerle üretilmiş kara kutular, çarpma, basınç ve yüksek sıcaklığa dayanabilir. Suya düşme durumunda da sinyal göndererek günlerce bulunabilirler. Yani uçak kazalarında kaybolan ya da görünmeyen verileri, bu cihazlar güvence altına alır.
