Gazze Mahkemesi İstanbul’da: Tanıklar İsrail’in Saldırılarını Anlattı

“Gazze’de Yaşananlar Mutlak Kötülük”

İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan Gazze Mahkemesi, İstanbul’da düzenlenen nihai oturumunda “Suçlar ve Tanık İfadeleri” başlıklı bir panel gerçekleştirdi.
Panelde, saldırılardan kurtulan Filistinliler ile hukuk ve insan hakları uzmanları, Gazze’de yaşanan ihlalleri tüm yönleriyle aktardı.

Güney Afrika’dan çevrim içi bağlanan ve Gazze soykırımından sağ kurtulan akademisyen Haider Eid, yaşadığı zorunlu göçleri ve İsrail’in Gazze halkına uyguladığı yıkımı anlattı.
Eid, İsrail saldırılarını “mutlak kötülük” olarak nitelendirerek, “İsrail’in siyasi ve askeri liderleri Gazze’yi yerle bir etmek için bir soykırım başlattı.” dedi.

Saldırıların sivil nüfusu hedef aldığını belirten Eid, kadın, çocuk ve yaşlıların kasıtlı olarak cezalandırıldığını ifade etti.
Ailesinden 54 kişiyi, El-Aksa Üniversitesi’nden 39 meslektaşını ve 280 öğrencisini kaybettiğini belirten Eid, “Evimiz, mahallemiz, okullarımız yok edildi.” sözleriyle yaşanan felaketi dile getirdi.

“Uluslararası Hukuk İsrail Karşısında İşlevsiz”

Filistinli insan hakları avukatı ve Rutgers Üniversitesi öğretim üyesi Noura Erakat, Gazze’de yaşananları “uluslararası hukukun çöküşü” olarak değerlendirdi.
Erakat, 1947-1949 yıllarında İsrail ordusunun 500’den fazla Filistin köyünü yok ettiğini ve halkın büyük bölümünü zorla yerinden ettiğini hatırlatarak, uluslararası toplumun bu suçlara sessiz kaldığını vurguladı.

Erakat, ABD’nin İsrail’e sağladığı siyasi desteğin saldırıları mümkün kıldığını belirterek, “Washington, BM’deki veto politikalarıyla İsrail’e zemin hazırlıyor.” dedi.
Ayrıca ABD’nin, Uluslararası Adalet Divanı kararlarını yok sayarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uluslararası yakalama kararlarını da hiçe saymasına neden olduğunu söyledi.
“Dünya güçleri Gazze’yi uluslararası hukukun mezarlığına çeviriyor.” ifadeleriyle durumu özetledi.

Sivillerin Sığındığı Evler Bombalandı

Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yaşanan saldırıdan kurtulan Radwan Abu Muammar, “güvenli ev” olarak bilinen bir sığınağın hiçbir uyarı yapılmadan bombalandığını anlattı.
Muammar, saldırıda 51 kişiden 30’unun hayatını kaybettiğini, bunların çoğunun kadın ve çocuk olduğunu söyledi.
Deprem etkisiyle evin çöktüğünü belirten Muammar, ailesini ararken babası ve kardeşinin cansız bedenlerine hastanede ulaştığını ifade etti.

Tanıklar: Cinsel İstismar, Gözaltı ve İnfazlar Yaşandı

Bir diğer tanık Samer Abu Foura, Gazze sınırında yaşanan aşağılama ve cinsel istismar olaylarını anlattı.
Foura, askerlerin kadınları ve çocukları hedef aldığını, birçok kişinin sınır geçişlerinde aşağılandığını ve şiddet gördüğünü söyledi.

Mahmoud Al-Khatib, Refah kentinde genç erkeklerin toplu halde infaz edildiğini belirterek, “Büyük bir çukur kazdılar, gençleri oraya itip ailelerinin önünde infaz ettiler.” dedi.

Sağlık Çalışanları Sistematik Olarak Hedef Alındı

Tanıklardan Raghad Suleiman, İsrail askerlerinin gözaltındaki sivillere köpeklerle saldırdığını ve kadınlara fiziksel şiddet uyguladığını anlattı.
Bir diğer tanık Israa Alsharif ise Gazze’deki hastanelerin hedef alındığını, sağlık çalışanlarının sistematik şekilde gözaltına alındığını belirtti.
Alsharif, “İsrail, sağlık personelini terörist olarak göstermeye çalışıyor. Bu, yaşananları gizleme çabası.” dedi.