Son Dakika: Truman Show Sendromu: Herkesin Oyuncu Olduğu Bir D - Sağlık Haberi | Nirvana Haber
Piyasa verileri yükleniyor...

Truman Show Sendromu: Herkesin Oyuncu Olduğu Bir Dünyada Yaşamak

Yayımlanma Tarihi: 03 Aralık 2025 08:03 | Son Güncelleme Tarihi : 05 Aralık 2025 17:06

Truman Show Sendromu nedir? 11 Eylül'ü senaryo sanan hastalar, 'NPC' kavramı, delüzyonların teknolojik evrimi ve tedavideki büyük güven paradoksu.

HABERİN DEVAMI

1998 yapımı 'The Truman Show' filminin finalinde, Truman yelkenlisiyle okyanusu aşıp sahte gökyüzünün duvarına çarptığında, milyonlarca izleyici sinema koltuğunda rahat bir nefes almıştı. Truman kaçmış, özgürlüğüne kavuşmuştu. Ancak gerçek hayatta, bu senaryonun içinde hapsolduğuna inananlar için 'çıkış kapısı' (Exit) bu kadar net değil.

Psikiyatri dünyasında Truman Show Sendromu (Truman Show Delusion) olarak bilinen vaka, modern çağın en karmaşık ve ürkütücü zihinsel durumlarından biridir. Hasta, sadece izlendiğini düşünmez; ailesinin, eşinin ve doktorlarının, kendisine karşı komplo kuran bir prodüksiyon ekibinin maaşlı çalışanları olduğuna inanır. Bu durum, hastayı mutlak ve korkunç bir yalnızlığa sürükler.

Gerçek Vakalar: '11 Eylül Sadece Bir Sezon Finaliydi'

Sendromun isim babaları olan Dr. Joel Gold ve Dr. Ian Gold, 'Suspicious Minds' (Şüpheci Zihinler) adlı kitaplarında karşılaştıkları sarsıcı vakaları detaylandırır. Bu vakalar, sanrının ne kadar güçlü olabileceğini kanıtlar niteliktedir.

11 Eylül Vakası: Bir hasta, 2001 yılında İkiz Kuleler'e yapılan saldırının gerçek bir terör eylemi olmadığına, sadece kendi hayatını konu alan dizinin heyecanını artırmak için yazılmış bir 'sezon finali senaryosu' (plot twist) olduğuna inanıyordu. Hatta kulelerin hala yerinde olup olmadığını kontrol etmek için New York'a gitmeye çalıştı; çünkü ona göre, kameralar kapandığında kuleler tekrar yerine konuluyordu.

Özgürlük Anıtı Tırmanışı: Bir başka vaka, New York'taki Özgürlük Anıtı'na tırmanmaya çalışırken yakalandı. Amacı, filmin sonundaki gibi gökyüzünün bir dekor olduğunu kanıtlamak ve stüdyodan çıkışı bulmaktı.

Hastanedeki 'Oyuncular': Kliniklere yatırılan hastaların çoğu, diğer hastaların ve doktorların 'rol yaptığını' iddia eder. Onlara göre hastane bir set, ilaçlar ise senaryonun bir parçasıdır.

Delüzyonların Evrimi: Radyodan İnternete

Truman Show Sendromu, psikolojideki 'Sanrıların Kültürel Evrimi' tezini doğrulayan en net örnektir. İnsan beyni bozulduğunda, içinde yaşadığı çağın korkularını ve teknolojisini kullanır.

1940'lar: Paranoyak hastalar, radyo dalgalarıyla zihinlerinin kontrol edildiğini düşünürdü.

Soğuk Savaş Dönemi: CIA veya KGB tarafından takip edilme, çiplenme korkusu hakimdi.

2000'ler ve Sonrası: Reality Show'ların ve sosyal medyanın patlamasıyla birlikte, 'takip edilme' korkusu yerini 'izlenme ve eğlence malzemesi olma' korkusuna bıraktı.

Artık hastalar 'ajanlar' tarafından değil, 'yönetmenler' tarafından takip edildiklerini düşünüyor. Bu durum, teknolojinin deliliği nasıl şekillendirdiğinin sosyolojik kanıtıdır.

Z Kuşağı ve 'NPC' (Oyun Karakteri) Fenomeni

Bu sendromun hafifletilmiş ve kültürel bir norma dönüşmüş hali, günümüz gençliğinde NPC (Non-Player Character / Oyuncu Olmayan Karakter) kavramıyla karşımıza çıkıyor. Video oyunlarında, arka planda sadece kalabalık yapan, bilinci olmayan ve kodlanmış cümleleri tekrarlayan karakterlere NPC denir.

Bugün birçok genç, sosyal medyada başkalarını 'NPC' olarak etiketleyerek, 'tek gerçek bilincin kendisinde olduğu' (Solipsizm) narsisistik bir yanılgıya düşmektedir. 'Herkes aynı giyiniyor, aynı konuşuyor, sanki bir simülasyondayız ve onlar figüran' düşüncesi, Truman Show Sendromu'nun dijital çağdaki hafif semptomudur.

Tedavideki Büyük Paradoks

Bu sendromun tedavisi, psikiyatristler için tam bir kabustur. Çünkü terapistin hastayı 'Bu gerçek değil, sen bir şovda değilsin' diyerek ikna etmeye çalışması, hasta için senaryonun bir parçasıdır.

Hasta şöyle düşünür: 'Elbette öyle söyleyecek. Yönetmen ona beni şovda tutması için rol yapmasını emretti. Bu doktor iyi rol yapıyor.'

Bu güven paradoksu, ilaç tedavisini ve psikoterapiyi kilitler. İyileşme süreci ancak hastanın doktorla 'oyun dışı' bir bağ kurabilmesiyle, yani doktorun 'samimiyetine' (rol yapmadığına) inanmasıyla mümkün olabilir. Uzmanlar, bu sendromun artışının, mahremiyetin tamamen yok olduğu modern dünyada, zihnin bir 'imdat çığlığı' olduğunu vurguluyor.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız

Henüz hiç yorum yapılmamış

İlk yorumu siz yapın ve tartışmayı başlatın!

DAHA FAZLA HABER
Reklam

Hava Durumu

Weather
Istanbul
Hafif yağmur
16 °C

Süper Lig Puan Durumu

1
Galatasaray
14 maç · 10G 3B 1M
33
2
Fenerbahçe
14 maç · 9G 5B 0M
32
3
Trabzonspor
14 maç · 9G 4B 1M
31
4
Göztepe
14 maç · 7G 5B 2M
26
5
Samsunspor
14 maç · 6G 7B 1M
25

Bizi Takip Edin

NirvanaHaber, size daha iyi bir deneyim sunmak için çerezleri kullanır. Çerez Politikamızı okuyarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.